Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Milli Eğitim Bakanlığı'nın haftada birden fazla tutulan nöbete görevlerine de ücret ödemesini istedi. 

Genel Başkan Geylan, nöbet görevi için haftalık üç saat ek ders ücreti ödendiğini, ancak haftada bir günden fazla nöbet görevi fiilen yerine getirilse dahi ücret ödenmediğini hatırlattı. 

Haftada bir kez ifa edildiğinde angarya olarak görülen bir görevin, ikinci kez yapıldığında aynı şekilde değerlendirilmemesinin geçerli bir yaklaşım olmadığını söyleyen Geylan, "Bu noktada yapılması gereken her bir nöbete ayrı ücretlendirme yapılmasıdır. Kaldı ki, birden fazla nöbet görevi verilme durumu çok yaygın olmayan bir durumdur. Dolayısıyla bu görevlere ek ders ücreti verilmesi MEB bütçesini anlamlı oranda etkileyecek bir yük olmayacaktır" dedi.

Genel Başkan açıklamasında şu iifadelere yer verdi:"Yıllarca nöbet görevi karşılığında öğretmenlerimize ücret ödenmesini talep ettik. Kampanyalar düzenledik, nöbet tutmama eylem kararı aldık. (Ki, o tarihte sözde yetkili sendikanın dışında tüm sendikalar bu eyleme iştirak etmişlerdi).

Nitekim çalışanların bu makul talebi kamu idaresi tarafından da kabul edildi ve nöbet için haftalık üç saat ek ders ücreti ödenmeye başlandı. 

MEB’in bu tavrının anlamı şudur: “Çalışanların ve sendikanın talebi makuldür. Nöbet görevi öğretmenler için angarya olmaktan çıkarılmalıdır. Bu nedenle bu görev karşılığında öğretmenlerimize ücret ödenecektir.”

Angaryayı sonlandırmak anlamında doğrusu buydu.

Fakat öğretmenlerimize haftada birden fazla da nöbet görevi verilebilmektedir. Bu noktada yapılması gereken de her bir nöbete ayrı ücretlendirme yapılmasıdır.

Haftada bir kez ifa edildiğinde angarya olarak görülen bir görevin ikinci kez yapıldığında aynı şekilde değerlendirilmemesi geçerli bir yaklaşım değildir.

Bundan dolayı MEB’den beklentimiz, haftada birden fazla yapılan nöbet görevlerine de ücret ödemesidir.

Kaldı ki, birden fazla nöbet görevi verilme durumu çok yaygın olmayan bir durumdur. Dolayısıyla bu görevlere ek ders ücreti verilmesi MEB bütçesini anlamlı oranda etkileyecek bir yük olmayacaktır.

Sayın Ziya Selçuk’un bu makul talebe de kayıtsız kalmayacağını umuyorum."